40 YAŞ
DOĞARKEN TERTEMİZ ALDIĞIN GIRTLAĞINI, 60 YIL SONRA SİGARA YÜZÜNDEN SOBA BORUSU GİBİ AZRAİLE TESLİM ETMENİN EMANETE HIYANET OLDUĞUNU FARKET !
"BEN BİLİYORUM ZATEN" CÜMLELERİNLE KIRAR ve ÇOCUĞUNU ÖZGÜVENSİZ yaparsın...

Cabir b. Abdullah'ın Hurma Mahsulünün Bütün Borçlarını Ödeyecek Kadar Bereketlenişi b
Cabir'in babası Abdullah b. Amr b. Haram, Uhud savaşında şehit olmuş, arkasında altı kız çocuğu ile bir hayli de borç bırakmıştı. Abdullah b. Amr’ın, içinde çeşitli hurma ağaçları bulunan iki bahçesi bulunmakla beraber, bunların mahsulü bıraktığı borçları karşılayacak derecede değildi. Cabir'in borçtan bir kısmının düşülmesi isteği alacaklılarca kabul edilmediği gibi, borcun ertelenmesi isteği de kabul edilmemişti. Bunun üzerine, Cabir, Peygamberimiz (asm)’e gelerek:

"Yâ Rasûlallah! Biliyorsun ki, babam Abdullah, Uhud günü şehit oldu. Bana birçok borç bıraktı. Alacaklılara, hurma bahçesinin bütün mahsulünü vermeyi teklif ettiğim halde, kabul etmediler!" dedi ve alacaklı Yahudi ile görüşüp aracılık etmesini, yardımcı olmasını rica etti.
Peygamberimiz (asm), Cabir'in boynundaki borca karşılık hurmalığın meyvesinin bütününü almasını Yahudiye teklif etti. Fakat Yahudi buna yanaşmadı. Peygamberimiz (asm) Yahudi ile tekrar konuştu. Ona alacağını ertelemesini teklif etti. Yahudi bunu da kabul etmedi. Peygamberimiz’in (asm); bu yıl borcun bir kısmının, gelecek yıl da diğer kısmının ödenmesi teklifini de kabul etmedil. Hatta, ödenecek hurmanın hepsinin iyi cinsten olması hususunda da direndi.
Ertesi gün, Peygamberimiz (asm), Hz. Ebu Bekir (ra) ve Hz. Ömer (ra) ile birlikte, Cabir’in hurma bahçesine gitti ve bahçeyi dolaşıp bereket duası yaptı. Cabir'e de:

"Git! Hurmanı toplayıp tasnif et: Acveyi (iyi cinsi) bir boy, Azk-ı Zeyd'i (erginini) de bir boy yaptıktan sonra, bana haber gönder!" buyurdu.
Cabir bu emri yerine getirdikten sonra, Peygamberimiz (asm) geldi. Cabir, aynı zamanda, alacaklılara da haber salmıştı. Onlarda, eşekler ve çuvallarla bahçeye geldiler. Cabir, başka bir yerden iyi cins hurma satın alıp babasının borcunu alacaklılara ödemeyi bile göze almıştı.
Peygamberimiz (asm) hurma öbeklerinin en büyüğünün çevresini üç kere dolaştı. Hurma harmanının başına veya ortasına oturduktan sonra, orada bekleşen alacaklılara işaret ederek, Cabir'e:

"Haydi, şu kavmin istediklerini ölç, ver!" buyurdu.
Cabir de, alacaklılara haklarını ölçüp ölçüp tamamıyla verdi. Geri kalan hurma, sanki aslından bir şey eksilmemiş gibi idi!
“Tek babamın borcu ödensin de kız kardeşlerimin yanına bir tek hurma tanesiyle bile dönmeyeyim.” diye düşünen, buna razı olan Cabir'e, bütün borçlar ödendikten sonra, on yedi deve yükü hurma kalmış bulunuyordu![4]